Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), 11 Aralık’ta ilk toplantısı yapılacak 2024 yılı için asgari ücret taleplerini açıkladı.
DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu tarafından yapılan açıklamada, asgari ücretin yüksek enflasyon koşullarında yılda dört kez belirlenmesi gerektiği dile getirildi.
Açıklamada DİSK/Birleşik Metal-İş Sınıf Araştırmaları Merkezi BİSAM’ın Kasım 2023’te yayımlanan Ekim 2023 dönemine ait Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması verilerinde açlık sınırının 13 bin, yoksulluk sınırı ise 45 bin TL olduğu anımsatılarak “Asgari ücret artışında yoksulluk sınırı bir kriter olarak dikkate alınmalı ve bir evde iki kişi çalıştığında yoksulluk sınırını aşan bir gelir elde etmeleri güvence altına alınmalıdır” denildi.
“Ekonomik büyümeye göre saptanmalı”
2024 asgari ücretine dair görüşlerini, “Gelirde adalet, vergide adalet, insanca yaşanabilir ücret” için atılması gereken adımları 13 maddede sıralayan DİSK şunları kaydetti:
“Asgari ücret değil toplu pazarlık kapsamı genişletilmeli. Milyonların asgari ücrete mahkûm edilmemesi için sendikal hakların kullanımının önündeki tüm engeller ve barajlar kaldırılmalı, toplu pazarlık kapsamı genişletilmeli.
6356 sayılı Yasa’da yer alan teşmil mekanizması işletilmeli, toplu iş sözleşmeleri sendikasız işyerlerine de uygulanmalı.
Asgari ücret artışında resmi enflasyon/hedeflenen enflasyon değil, kişi başına GSYH artışı esas alınmalı. Asgari ücret baskılanmış ve güdümlü resmi enflasyona göre değil geçim şartlarına ve ekonomik büyümeye göre saptanmalıdır. Hele de iktidar sözcülerinin sıkça dile getirdiği “hedeflenen enflasyon doğrultusunda ücret artışı” kabul edilemez.
Hedeflenen enflasyona göre ücret artışı yapmak, milyonları daha da yoksullaştırmak anlamına gelecektir.
Asgari ücret artışında dar gelirlilerin gıda enflasyonu ile kişi başına ekonomik büyüme esas alınmalı.
“Ailenin geçinebileceği ücret olmalı”
Asgari ücret yüksek enflasyon koşullarında yıl dört kez belirlenmeli. Yüksek enflasyon koşullarında yılda bir kez asgari ücret belirlenmesi çalışanları açlığa, yoksulluğa mahkûm etmek anlamına gelir.
Türkiye’de asgari ücretin tespitinde uluslararası standartlara uyulmuyor. Birleşmiş Milletler, Uluslararası Çalışma Örgütü ve Avrupa Konseyi standartları dikkate alınmıyor; ailesi hesaba katılmadan tek bir işçi üzerinden asgari ücret hesaplanıyor. Asgari ücret tespitine ilişkin 131 sayılı ILO Sözleşmesi onaylanmalı, Avrupa Sosyal Şartı’na asgari ücretle ilgili konan çekince kaldırılmalı.
Asgari ücret, uluslararası standartlara uygun şekilde, işçinin ailesi ile birlikte geçinebileceği bir ücret olmalıdır.
Asgari ücret sonrası ilk vergi dilimine uygulanacak oran yüzde 10’a düşürülmeli. Asgari ücret vergi istisnası, vergiden değil, matrahtan indirim yoluyla uygulanmalı.
2008 yılından beri işverenlere verilen 5 puanlık SGK prim desteği işçilere de verilmeli.
Çağ dışı damga vergisi kaldırılmalı.
2008 yılında çıkarılan 5510 sayılı Yasa’dan önce asgari ücretten düşük emekli aylığı söz konusu değildi. En düşük emekli aylığı en az asgari ücret düzeyine yükseltilmeli.
Devletin özel sektördeki işçilerle kamu işçileri ve kamu görevlileri arasında ayrım yapması Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırı. Asgari ücret en düşük kamu işçisi ücreti ve en düşük memur maaşı dikkate alınarak hesaplanmalı.”