İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in tepkisinin ardından açıklama yapan CHP’li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Ben o defteri kapattım. Önüme bakıyorum. Süreçte şu an ifade edeceğim başka bir şey yok. Küçük detaylar üzerinden konuşmayı artık uygun görmüyorum” demişti.
Meral Akşener’in, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve ABB Başkanı Mansur Yavaş hakkında, “İkisi de korkup milletin isteğini kabul etmediler” sözüne karşılık ise İmamoğlu, “Ben söyleyeceğimi söyledim. Ben o defteri kapattım. Önüme bakıyorum” ifadesini kullanmıştı.
İttifak kavgasına ilişkin değerlendirmede bulunan İyi Parti Siyasi İşleri Başkanı Oktay Vural, üstü örtülü olarak sert sözler sarf etti.
TAVŞAN TUZAĞIYLA BOZKURT AVLANMAZ
Oktay Vural, İmamoğlu’nu eleştirdiği paylaşımında, esas işine bakmayıp iş çevirmekle itham ederek oyunun deşifre olduğunu ve tezgahtan sıyrılmaya çalıştığını söyledi. İmamoğlu’na “bozkurt” göndermesinde bulunan Oktay Vural, şu ifadeleri kullandı:
___________
İMAMOĞLU İLE KAPALI KAPILARE ALTINDA KOLTUK PAZARLIĞI
İYİ Parti’nin eski İBB Meclisi Grup Başkanvekili İbrahim Özkan, İmamoğlu’nu desteklemek için gemileri yakmış ve partisinden istifa etmişti. Özkan, 2024 yerel seçimlerinde CHP ile ittifak şartı olarak kaç belediye ve makam istediklerini anlatmıştı.
İbrahim Özkan, Tv100’de katıldığı programda bir itirafı daha dillendirdi. Özkan, CHP’li Ekrem İmamoğlu’nun siyasi danışmanlarıyla temasta bulunduğunu fakat bunun için İYİ Parti’den herhangi bir yetkilendirme yapılmadığını söylemişti. Yetkisiz girişimini, “Kapı arkası diplomasisinde yetki aranmaz” sözleriyle savunan İbrahim Özkan, İyi Parti lideri Meral Akşener ile de 1 yıldır görüşme fırsatının olmadığını ifade etmişti.
İbrahim Özkan’ın bu açıklamalarını alıntılayan İYİ Parti Siyasi İşler Başkanı Oktay Vural, “CHP ile arka kapı pazarlığı yapılmış! Hangi sıfat ve yetkiyle? Parti tüzel kişiliğinin kararı nerede? Kimle yaptın pazarlığı? Bir de bunu çıkıp anlatabiliyor? Diğeri de partisinin kurumsal iradesi olmadan makam dağıtıyor! Kim bu? Partinden yetki aldın mı? Sanki babalarının malı gibi! İşte siyasetin şahsileşmesinin sonuçları…” demişti.