Demokrat Parti İzmir milletvekili Salih Uzun,TBMM’de bütçe görüşmelerinde açıklamalarda bulundu.
Uzun, konuşmasında Meclis duvarında yazılı olan ve Mustafa Kemal Atatürk’e ait olan ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ sözünden yalnızca ‘kayıtsız’ sözcüğünün geçerli olduğunu söyleyerek, Meclis’in kayıtsız kaldığı olayları sıraladı.
“PARLAMENTO KENDİ HUKUKA KAYITSIZ”
Türkiye İşçi Partisi (TİP) milletvekili Can Atalay’ın Anayasa Mahkemesi’nin 2. kez verdiği hak ihlali kararına rağmen cezaevinde tutulduğunu söyleyen Uzun, şu ifadeleri kullandı:
“Bakın, arkamızdaki duvarda ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ yazıyor. ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ cümlesindeki sözcüklerden bugün itibarıyla sadece bir tanesi, ‘kayıtsız’ sözcüğü geçerliliğini koruyor. O da olması gerektiği anlamın tam tersi anlamda. Hani bir söz var ya, ‘Beni bu dünyada bir kişi anladı, o da yanlış anladı’ aynı öyle. Tek bir sözcük geçerli, o da yanlış anlamda geçerli. Şunu söylemek istiyorum. Bu parlamento ‘kayıtsız’ Olana bitene kayıtsız, düpedüz kayıtsız. En başta da kendi hukukuna kayıtsız, parlamentonun hukukuna kayıtsız, yasamanın hukukuna kayıtsız. Seçilmiş bir milletvekili, bir başka erk tarafından 7 aydır, bu parlamentonun, bizim hiçbir kararımız olmadan tutuluyor… İşte dün AYM ikinci kez hak ihlali kararı verdi. Bugün bu saat oldu hala tutuluyor ve bu parlamento buna bile kayıtsız. Kendisinin hukukuna kayıtsız. Kişisel tepkileri kastetmiyorum. Kurumsal olarak parlamento kendi hukuka kayıtsız. Biz kendi hukukumuzu koruyamıyoruz, milletin hukukunu koruyacağız öyle mi?
CEVDET YILMAZ’A TEPKİ GÖSTERDİ
Yargı erki karşısındaki durumumuz böyle. Peki yürütme erki karşısında nasılız? Yürütme erki parlamentoyu hiç ciddiye almıyor. Anayasa gereği 15 gün içinde cevaplanması gereken soru önergelerine ya hiç cevap vermiyor ya da dalga geçer gibi cevap veriyorlar. İşte bir milletvekilimiz sordu. Cumhurbaşkanlığının uçak filosunda kaç uçak var? Yani milletin parasıyla kaç uçak aldınız diye sordu. Cevap verdiler: ‘Gerektiği kadar’ diye. Bu beyefendi (Cevdet Yılmaz’ı işaret ederek) yazdı. Cevdet Yılmaz imzasıyla geldi. Bu kadar beyefendi, bu kadar kibar, bu kadar naif beyefendi bu parlamentoya bu saygısızca yazıyı gönderebildi.
Başka bir örnek vereyim. Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde, devletler arası bir sözleşmeyle yapılmakta olan Mersin Akkuyu Nükleer Santrali’nin şirketinin tek Türk yönetim kurulu üyesi Cüneyt Safsu, bundan bir yıl önce istifa etti ve şirkete dava açtı. Dedi ki: ‘Ruslar burada radar istasyonu yapıyor radar istasyonu. Ve bu Türkiye’nin güvenliği için çok tehlikelidir’ dedi. Bu parlamento buna bile kayıtsız kaldı. Ve bu parlamento orada ne olup bittiğini tam olarak bilmiyor. Muhalif birisi değil, AK Parti’nin kurucusu söyledi ama bu parlamento buna bile kayıtsız kaldı. Güvenlik diyor adam güvenlik. Geçtim parasını pulunu güvenlik diyor adam. Buna bile kayıtsız kaldık. Kuramaz mıydık bir araştırma komisyonu?”