Suriye’nin başkenti Şam’da İran Büyükelçiliği’nin 1 Nisan’da İsrail tarafından vurulmasıyla başlayan kontrollü gerilim, İsrail’in Gazze’deki soykırımı perdeleme aracına dönüştü. Sadece bir kişinin yaralandığı İran saldırısı sonrasında iddialı açıklamalarla ‘misilleme’ yapacağını ilan ederek tüm dünyanın dikkatlerini Gazze’den İran üzerine çeviren İsrail, dün de aynı tiyatroya devam etti. İşgalci, misilleme diye mini İHA’larla İran’ı hedef aldı. İki ülke basını da saldırı ile ilgili bir birinden farklı iddialarda bulundu. İran medyası gece saatlerinde İsfahan şehrinin üstünde üç İHA düşürüldüğünü açıkladı. İsrail medyası ise saldırıda havadan karaya etkili Blue Sparrow füzelerinin kullanıldığını savundu. İran Devrim Muhafızları Ordusu’na yakınlığıyla bilinen yarı resmi Fars Haber Ajansı, İran’ın orta kesiminde yer alan, aynı zamanda nükleer tesise de ev sahipliği yapan İsfahan eyaletindeki 8. Ana Jet Üssü yakınlarında patlama sesi duyulduğunu bildirdi. İran resmi ajansı IRNA da haberinde, ülkenin bir çok yerinde hava savunma sistemlerinin devreye girdiğini, Tebriz’in kuzey batı bölgesinde hava savunma sisteminin şüpheli bir hedefi tespiti sonucu ateşlendiğini duyurdu. İran Ordusu Genel Komutanı Abdurrahim Musevi, İsrail’in saldırı düzenlediği iddialarına neden olan İsfahan eyaletindeki patlamanın “şüpheli bir hava cisminin tespit edilmesi üzerine hava savunma sistemi tarafından ateş açılması” kaynaklı olduğunu öne sürdü.
Sosyal medyada İsfahan’daki nükleer santralde patlama olduğu ve hasar oluştuğu yönündeki paylaşımlara ilişkin de İsfahan’daki kritik tesisler ve nükleer merkezlerde durumun güvenli olduğu, herhangi olumsuz bir durum yaşanmadığı ifade edildi. İsfahan’daki 8. Ana Jet Üssü’nde yaşanan olayla ilgili ordudan yapılan açıklamada, “İsfahan’da duyulan patlama seslerinin hepsi hava savunma sistemine ait olup şehirde hiçbir patlama ve hasar olayı yaşanmamıştır” ifadelerine yer verildi. İsfahan’daki patlamaların ardından Tahran, İsfahan ve Şiraz ile ülkenin batı, kuzeybatı ve güneybatı bölgelerindeki tüm uçuşların askıya alındı ancak 2 saat sonra uçuş izinleri verildi. İran devlet televizyonu Tahran ve İsfahan’dan görüntülerle hayatın normal akışında olduğuna dair yayınlar yaptı.
İsrail gazetesi Jerusalem Post, saldırının mesaj niteliğinde bir saldırı olduğunu doğruladı. “Nükleer sahaları hedef aldık, daha büyük bir saldırı yapabilirdik” başlıklı haberde, “İsfahan’daki saldırı İran’a zarar vermek için değil, nükleer sahalarının saldırıya karşı ne kadar savunmasız olduğunu da açıkça ortaya koymak için tasarlandı” değerlendirmesinde bulunuldu. İsrail resmi kaynaklara dayandırılan haberde, saldırıda İHA iddialarının aksine uçaklardan atılan uzun menzilli balistik füzelerin kullanıldı da belirtildi. Habere gör İsrail savaş uçaklarının İran hava sahasına girmeden atışlarını yapıp üslerine geri döndüğü belirtildi. Sosyal medyaya yansıyan görüntülere göre, saldırıda kullanılan mühimmat, 2 bin km menzilli, havadan karaya ateşlenen Blue Sparrow balistik füzesi olduğu iddia edildi. İsrail hava kuvvetlerinde F-15 savaş uçaklarının bu mühimmatı kullandığı biliniyor.
İran’ın merkezinde yer alan İsfahan şehri, 3 nükleer tesis, büyük bir hava üssü ve İran’ın insansız hava araçları ve diğer askeri üretimiyle ilgili fabrikalar da dahil olmak üzere bir dizi önemli askeri tesise ev sahipliği yapıyor. Ünlü Natanz uranyum zenginleştirme tesisi ve Fordow nükleer tesisi şehirde bulunurken, İran’ın uranyum dönüştürme tesisi İsfahan’ın güneydoğusundaki Zerdenjan bölgesinde yer alıyor. İran’ın 4. büyük şehri olan İsfahan, aynı zamanda İran’ın kültür başkenti ve Pers milliyetçiliğinin de merkezi konumunda.
Saldırının ardından Reuters haber ajansına konuşan üst düzey İran’lı bir yetkili: “Acil bir misilleme planı yok, olayın arkasında kimin olduğu açıklanmadı” dedi. Tahran yönetimi, saldırı sonrası açıklama yapmazken, “İran saldırırsa misliyle karşılık veririz” tehdidini savuran İran lideri Reisi ve dini lideri Ali Hamaney’den henüz bir açıklama gelmedi.
Saldırıyı ABD medyası da yakından takip etti. ABC News, İsrail’in saldırıyı önceden ABD’ye ve bölge ülkelerine bildirdiğini yazarken, New York Times gazetesi, Tel Aviv yönetiminin son anda Beyaz Saray’ı arayarak “vuracağız” bilgisini paylaştığını yazdı. ABC News, İsrail’in aynı zamanda Suriye ve Irak’ta da bazı bölgeleri vurduğu yönündeki iddiaların doğrulanmadığını kaydetti. CNN’e konuşan ABD’li yetkili ise Biden yönetiminin İsrail’in “İran’a yönelik bu karşı saldırısına yeşil ışık yakmadığını” ve ABD’nin bölgede kapsamlı bir çatışma istemediğini vurguladı. Saldırıdan birkaç saat önce İsrail Savunma Bakanı Yaov Gallant ile ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin’in bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiği de belirtildi.
Nükleer tesislerin bulunduğu şehrin hedef alındığı saldırının zamanlaması da sembolik pek çok anlamı işareti barındırıyor. Saldırı İran’ın dini lideri Ali Hamaney’in doğum günü olan 19 Nisan tarihinde gerçekleşti. Saldırı, İslam dünyası için kutsal kabul edilen cuma günü gerçekleşti ve aynı zamanda İsrail’in Mısır’da kölelikten kurtulmasını anan Fısıh Bayramı’ndan (Hamursuz) 3 gün önce vuku buldu. İsfahan aynı zamanda Pers medeniyetinin siyasi ve kültürel merkezi olarak bilinmesiyle de öne çıkıyor.
İsrail tarafında ise aşırı sağcı Bakan Itamar Ben-Gvir, saldırıyı yetersiz bulduğunu açıkladı. İsrailli aşırı sağcı Güvenlik Bakanı Ben-Gvir, İsrail’in İran’a yönelik sınırlı olduğu ifade edilen ve İranlı yetkililerden büyük tepki almayan bir saldırı düzenlediği yönünde haberlerin ardından sosyal medya platformu X üzerinden tek kelimelik bir paylaşım yaptı. Gvir, paylaşımda `Zayıf!` ifadesini kullandı. Ben-Gvir’in sözleri, İsrail’in saldırıyı dolaylı yoldan üstlendiği şeklinde yorumlandı. Diğer yandan İsrail hükümeti ve ordu yetkilileri, sessizliğini korudu.
Türk Dışişleri Bakanlığı da saldırı sonrası açıklamalarda bulundu. “İsrail’in Şam’daki İran Büyükelçiliği’ne yaptığı uluslararası hukuka aykırı saldırıyla başlayan gerilimin, son gelişmelerin ardından kalıcı bir çatışmaya dönüşme riski bulunmaktadır” denilen açıklamada, “Hadiseleri yakından takip etmekteyiz. Tüm tarafları, daha büyük bir çatışmaya yol açabilecek adımlardan kaçınmaya davet ediyoruz. Uluslararası toplumun önceliği, Gazze’deki katliamın durdurulması ve Filistin devletinin kurularak bölgemizde kalıcı barışın sağlanması olmalıdır” ifadeleri kullanıldı.